Neden?

Bu soruya Dünya’da tek muhatap galiba İnsanoğlu.
Yeryüzündeki hiçbir yaratık
Yaptığı hiçbir şeyin nedenini sorgulamıyor.

Ne yapacaklarını,
Nasıl yapacaklarını,
Ne zaman yapacaklarını,
Nerede yapacaklarını biliyorlar ve
Doğanın onları programladığı gibi
İlahi bir düzen ve denge içerisinde
Yapıyorlar yapması gerekenleri.

Yaşıyorlar.
Sormuyorlar Yaşamın Neden’ini…
Sorgulamıyorlar Yaşamın Amacını…
Sadece yaşıyorlar…

İnsan soruyor,
İnsan sorguluyor,
İnsan araştırıyor,
Hakim olmaya,
Hükmetmeye ve
Sahip olmaya uğraşıyor.

Diğer yaratıklar niye yapmıyorlar acaba?
Sadece beyinleri bizden daha az çalışıyor diye mi?
Yoksa bu inanılmaz mükemmel Dünya Düzeninde
İnsanoğlunun farklı bir misyonu mu var?

Besin zincirinde insanın yeri en tepede.
Her canlının beslendiği bir canlı ve
Beslediği bir başka canlı var.
İnsan bu zincirdeki pekçok halkayı yiyor.
Ama bizi yiyen yok.

Bizi yiyen olsa idi,
Türümüzün güçsüz ve gelişmemiş olanları
Dünya sahnesinden silinecekti.
Türümüzün gelişmiş örnekleri
Soyumuzu devam ettireceklerdi.
Halbuki şimdi güçsüz ve gelişmemiş olanlar hızla üreyip,
Güçlü ve gelişmiş olanlar sayıca azalıyorlar.

Neden acaba besin zincirinin en tepesindeyiz?
Besin zincirinin en tepesinde isek,
Acaba engellenemez çoğalışımızı durduracak ne var?

Eskiden, salgın hastalıklar, savaşlar
Bu işi biraz dengelemişler.
Peki şimdi ne yapacağiz?

İnsan hakları, özgürlük çabaları
Tıp, biyoloji benzeri bilimdalları
Ömrümüzü uzatmak üzere programlanmış durumda.
Insanoğlu, en büyük korkusu olan
Ölümü yenmek üzere
Ölümsüzlüğü yakalama derdinde.

Yaşamı, ama aslında yaşlılığı uzatıyor.
Nüfus önlenemez şekilde artarken
Dünya kaynakları azalıyor, kirleniyor.

Acaba besin zincirinin en tepesinde yer almamızla,
Dünya’yı sıfırlama misyonu da bize mi verilmiş oluyor?

Öyle ise ne zaman olacak bu?
Belki de çok zaman yok.
Belki de bizim kuşağımız görecek.
Ama biz gördüğümüzü görmeyeceğiz.

Sorunun cevabını verdim mi?

Soru neydi ki?

Neden?

Neden hayatın sadece çalışmaktan ibaret olmadığını düşünmek?
Neden bu bana yeter demek?
Neden hayatı Cruising/Gezginlik üzerine inşa etmek?
Neden sahip olmak duygusundan uzaklaşmaya çalışmak?

Insanoğlu’nun en hastalıklı duygusu,
Eğer sapkınlıkları saymazsak
Galiba “Sahip Olma” duygusu.

Diğer canlılarda da var, sahip olma olgusu.
Bir bölgeye hükmetmek,
Bir dişiyle çiftleşmek gibi.

Bunlar araç.
Amaç değil.
Tek amaç hayatı sürdürme ve
Üreyerek soyu devam ettirme.
Diğer her sey sadece araç.

İnsanoğlunda amaç, araç karışmış.
Sahip olma araç olmaktan çıkıp
Amaç haline dönüşmüş.

Hastalık ise burada başlıyor.
Böylece şekilleniyor kendimize çizdiğimiz sınırlar.
Yaşama coşkusu, sahip olma saplantısıyla özdeşleşiyor.

Daha çoğuna sahipsek, daha mutluyuz.
Daha huzurluyuz.
O da yetmiyor.
Daha fazlası lazım.
Daha, daha, daha…

Oysa Dünya o kadar güzel ki,
Oysa Dünya o kadar farklı ki,
Oysa Dünya o kadar doğal ki…

Bütün soruların cevapları orada.
Hemen burada.
Belki yanıbaşımızda.
Doğa’da.

Ekmek kavgasını atladıktan sonra,
Farklı kültürleri benimseyebilmek,
Doğa’yı yaşayabilmek,
Doğayı anlayabilmek.
Doğayı özümseyebilmek,
Sonsuzluğa giden en güzel yol.

İşte sebep bu.
Onun için Trans Earth,
Onun için Dünya Kazan….
Biz … Nesrin-Kemal Ayata

© 2023 DünyaKazan